4 Mayıs 2011 Çarşamba

Altın çilek meyvesi gerçekten bir şifa kaynağımı

Altın çilek meyvesi gerçekten bir şifa kaynağımı. Altın çilek meyvesi diyet ve zayıflama konusunda vatandaşa mucize olarak sunuldu. Sonrasında altın çilek hapları kremi vs. ürünler piyasaya sürüldü.


Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, basın yayın organlarında ve internette “mucize bitki” olarak tanıtılan “altın çileğe” sadece 'meyve' olarak tüketimine izin verildiğini, 'takviye edici gıda' olarak üretim izni düzenlenmediğini bildirdi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığından konu ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, internet üzerinden vatandaşı yanlış yönlendirebilecek içeriğe sahip reklamlar konusunda bakanlık ekiplerinin seri bir şekilde müdahil olduğu belirtilirken, bu çerçevede; 2009 ve 2010 yıllarında 268 internet sitesi için Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu kaydedildi.

İlgili mevzuatta, “Özel beslenme amaçlı gıdalar dahil herhangi bir gıda maddesinin etiketinde, o gıda maddesinin hastalıkları önleme, iyileştirme ve tedavi etme özelliği olduğunu bildiren veya ima eden ifadeler yer alamaz. Bu hususlar gıda maddesinin tanıtımı ve reklamı için de geçerlidir” ifadesi yer aldığına işaret edilen açıklamada, bu kapsamda, “zayıflama amaçlı veya yardımcı tedavi amaçlı” ürünlere bakanlık tarafından üretim izni verilmesinin söz konusu olmadığı vurgulandı.

(http://www.kadin7.com/)

3 Mayıs 2011 Salı

İşe yaramayan 5 mucize diyet!

İnternette aradığınızda hızlı zayıflattığı söylenen binlerce diyet önerisi bulabilirsiniz ancak ne kadar işe yararlar?


Yaz yaklaşırken kışın aldığınız kilolardan hızla kurtulmanın yollarını aramaya mı başladınız?

Greyfurt diyeti

Çoğu zaman 'greyfurt diyeti'nin sihirli bir yağ yakıcı olduğu söylenir. C vitamini ve lif bakımından zengin olan greyfurt ile güne başlamak harika olabilir ancak  greyfurtun yağ yakıcı olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmuyor.

Meyve suyu diyetleri

Sıvı tüketiminin ağırlıklı olduğu meyve suyu diyetleri metabolizmanızı hızlandırabilir. Bu diyet besleyici içeriği az olduğu için, zayıflamanızı sağlar ancak zamanla metabolizmanızın daha yavaş çalışmasına neden olabilir. Sıvı içecekleri bıraktığınızda verdiğiniz kiloları sihirli bir şekilde geri alabilirsiniz.

Elma sirkesi diyeti

Elma sirkesini salatalarda severiz ancak yemeklerden önce 3 yemek kaşığı içilmesi öneriliyor. Ancak bu mide asidinin yükselmesine neden olarak midenize zarar verebilir. Ayrıca, yemekten önce aşırı derecede mide bulantısına da neden olabilir. Bunların dışında zayıflattığını belirten bir kanıt bulunmuyor.

Lahana çorbası

Bu diyetle sadece lahana çorbası yiyerek ayda 4,5 kilo zayıflayabileceğiniz öngörülüyor. Bu oran zayıflamak isteyenler için büyük bir oran. Ancak verdiğiniz kiloları katı yiyecekler içeren normal beslenmenize döndüğünüzde yeniden alabilirsiniz. Bu diyet zayıflık, tkonsantrasyon eksikliği, başdönmesi gibi sıkıntılara neden olabilir. Diğer bir deyişle yoğun yaşamınızı sürdürmek için bir kase lahana çorbasından daha fazla yiyeceğe ihtiyacınız var.

Akçaağaç pekmezi


Kek ve waffle hazırlarken akçaağaç pekmezinin ne kadar mucize bir besin olduğunu düşünebiliriz. Sizi zayıflatacağını düşündüğünüz bir besin değildir. Akçaağaç pekmezi ile hazırlayacağınız limonata gibi içeceklerin yağlarınızı eriteceği belirtiliyor. Sadece bu şekilde beslenmek protein yetersizliğine, kas erimesine, kalori yakma kapasitenizin yavaşlamasına neden olabilir. Akağaç pekmezi diyetinde gördüğünüz gibi mucize olarak nitelendirebileceğimiz bir durum bulunmuyor.


(http://www.ankarahaber.com/) 

1 Mayıs 2011 Pazar

Diyet yapmak doğurganlığı etkiler mi?

SAĞLIKLI her kadın bebek sahibi olmayı düşündüğü dönemde beslenmesine ve yaşantısına ekstra dikkat eder. Fazla kilo veya yanlış beslenmeden kaynaklanan aşırı kilo kayıplarının yumurtlamayı olumsuz etkileyeceği gerçeği göz ardı edilmemeli. Tek tip diyetler; hormonal dengeyi bozarak, yumurtlamayı durdurabilir. Uzmanların önerilerine kula verirsek; yumurtlamanın sağlıklı olabilmesi için en ideali 36-38 beden olmak.

Beslenme tarzı doğurganlığa nasıl etki eder?
Hamile kalma süreci bazılarımız için sancılı bir dönem olabiliyor. Özellikle son yıllarda çoğu kadın hamile kalmakta zorlanıyor ve mikro enjeksiyon sistemi ile hamile kalmaya çalışıyor. Bunun nedeni; hormonal dengesizliğin yanında yoğun ve stresli bir iş ya da aile hayatının içinde bulunmak. Aşırı stres maalesef ki hormon salınımını direkt etkiliyor. Bunun yanında; hızlı hayat koşullarına ayak uydurmaya çalışırken yeterli ve dengeli beslenememek de doğurganlığı etkileyen çok önemli bir faktör. Ayak üstü atıştırmalarla ya da blistering food'larla geçiştirilen beslenme tarzı nedeniyle, vücut birçok besinden mahrum kalıyor. Yeterli vitamin, mineralized ve kaliteli catalyst alamamak; hormonların düzenli ve yeterli çalışmasını engelliyor.

Sıfır beden olmak kadının yumurta sayısını düşürür mü?
Sıfır beden; vücutta ciddi anlamda vitamin, mineralized, accelerator ve karbonhidrat eksikliklerine neden olup, kişide aşırı gerginliğe yol açarak yumurtlamayı direkt durdurur. Oysa yumurtlamanın sağlıklı olabilmesi, sağlıklı bir bedende mümkündür. Bu beden de 36- 38 beden arasıdır. Sıfır beden veya çok zayıf olmak, vücudun hormonal dengesini bozar. Vücudun demir depoları azalır. Buna bağlı konsantrasyonda azalma, yorgunluk, halsizlik, dikkatsizlik ve düzensiz âdet olma ya da hiç olamama durumu olur. Tüm bu etkenlerin toplamında da yumurtlama gerçekleşmeyerek hamile kalınamaz. Ayrıca sıfır beden bir kadın her şeye karşı ilgisiz ve dikkatsiz olur.

Sık sık diyet yapmak ya da tek besin içeren diyet programında yaşamak doğurganlığı etkiler mi?
Hamilelik programı özel bir beslenme programıdır. Bu programı diyet olarak değerlendiremezsiniz. Sık sık diyet yapmak ya da tek besin içeren bir diyeti hamilelik öncesi ve hamilelikte uygulamak son derece yanlıştır. Hamile kalmadan önce de sıkı ve şok diyet yapmak ve kısa zamanda çok kilo vermek hamile kalmayı engeller. Hamile kalmayı planladığınız dönemde hızlı kilo vermeyecek şekilde diyet programınızı ayarlamalısınız. Tek besin içeren diyetler de hamile kalmayı engeller.

Hamileliğe hazırlanan bir kadın kilo konusunda nelere dikkat etmeli?
Hamileliğe hazırlanma sürecindeki kadın kilosunu koruyacak şekilde bir beslenme planı düzenlemeli. Bu dönemde kilo ve beslenmeye dikkat edilmezse, hamileliğe gereksiz yere fazla kiloyla başlanır. Hamilelik öncesinde ve hamile kaldıktan sonraki ilk üç ayda kilo korunmalı. Hatta ilk üç ayda kilo alınmamalı. 3 aydan sonra da ayda 1- 1.5 kilo alacak şekilde bir beslenme planı düzenlenmeli. Her ay bebeğin hangi bölümü gelişiyorsa ve annenin hangi rezervleri kullanılacaksa ona göre beslenmek çok önemlidir.

CİNSİYETİ BELİRLENEMEZ


Hamileliğe hazırlanırken hangi besinlerden kaçınılmalı?
Hamilelik sürecinde kadında bazı fizyolojik değişiklikler olur. Vücutta aşırı şişkinlik ve su toplanması, kan şekerinde ani değişiklikler ortaya çıkabilir. Anne adayı bu olumsuzluklardan korunmak için beslenmesine çok dikkat etmeli. Hamileliğe hazırlanırken en çok kaçınılması gereken yiyecekler; salamura tuzlu yiyecekler, sakatatlar, konserve yiyecekler, aşırı yağlı besinler ve kızartmalardır. Özellikle tuzlu yiyecekler ödem oluşmasına zemin hazırlar. Ayrıca hamile adayında daha önceden gelen kansızlık söz konusu ise beslenmesi de iyi düzenlenmelidir. Kan şekerinde ani iniş ve çıkış olmaması için basit şekerli yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durulmalı. Bu yiyecekler arasında çay şekeri, şekerlemeler, hamur tatlıları (sütlü tatlıları haftada 1-2 ), kola ve hazır meyve sularını sayabiliriz. Bu arada bebek cinsiyeti, tamamen genetikle alakalı olup, beslenmeyle ilgisi yoktur.

Doğurganlığı artıran besinler neler?
Doğurganlığın artması ve döllenmenin sağlıklı gerçekleşmesi için anne adayının özellikle dikkat etmesi gereken nokta; psikolojik dengesini iyi koruması ve vücudu rahatlatan B kompleks vitaminleri içeren bir beslenme uygulamasıdır. B kompleks vitaminin dışında diğer vitamin ihtiyacını da iyi karşılamalı. Bunlar; ceviz, fındık (1 çay bardağı), 5 adet muz, greyfurt, portakal, mandalina, çok tahıllı ekmek, yoğurt, süt, kivi, soya, wheat, kereviz, brokoli, bezelye ve soybean eti, yağsız kırmızı et gibi besinlerden alınabilir.

Boy ve kilo arasında ne kadar fark olmalı?
Herkesin paragon kilosu farklılık gösterir. 'Boy ile kilo arasında 10 kilo fark olmalı' diyemezsiniz. Böyle bir standart koymak yanlış olur. Boy ile kilo arasındaki farkın kiminde 10, kiminde ise 15 kilo olması gerekebilir. Peki bu nasıl belirlenir? Herkesin kemik yapısı da boy ile kilo farkı da değişir. Örneğin; kalın kemik yapılı insanların kemik ağırlığı fazla, yağ oranı az olur ve bu durumda da kilonun boydan ortalama 10-12 kilo az olması gerekir. Bu farkla insanlar 38-36 beden arası olurlar. Fakat kemik yapısı ince olan kişilerin kemik ağırlığı az olduğundan bu fark 14-17 arası bir farka yükselir. Diğer bir faktör ise vücuttaki yağ oranıdır. İdeal kiloyu belirlemek için vücut, su, yağ ve kas oranına bakılması şart. Ayrıca bel çevresi ve vücudun bazal metabolizma hızı çok önemlidir.

(Taylan Kümeli)